Kasa fazlası ve ortaklardan alacakların silinmesine ilişkin vergi oranı %5’den %3’e düşürüldü.

Matrah artırımında 2020 yılı oranı %20’den %15’e düşürüldü.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda kabul edilen Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, kesinleşmemiş veya dava aşamasındaki amme alacaklarının yapılandırılmasına ilişkin hükümler içeriyor.

Düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla ilk derece yargı mercileri nezdinde dava açılmış ya da dava açma süresi henüz geçmemiş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda; vergilerin/gümrük vergilerinin yüzde 50’si ile bu tutara ilişkin faiz, gecikme faizi ve gecikme zammı yerine, teklifin yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla vergilerin ve gümrük vergilerinin yüzde 50’si, faiz, gecikme faizi, gecikme zammı ve asla bağlı olarak kesilen vergi cezaları/idari para cezaları ile bu cezalara bağlı gecikme zamlarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Düzenlemenin yayımı tarihi itibarıyla gümrük vergilerine ilişkin gümrük yükümlülüğü doğmuş ve idari itiraz süresi geçmemiş veya idari itiraz mercilerine ulaşmış tahakkuklar için de bu hüküm uygulanacak.

İlgisine göre istinaf veya temyiz süreleri geçmemiş ya da istinaf/itiraz veya temyiz yoluna başvurulmuş, karar düzeltme talep süresi geçmemiş veya karar düzeltme yoluna başvurulmuş olan ikmalen, resen veya idarece yapılmış vergi tarhiyatları ile gümrük vergilerine ilişkin tahakkuklarda, buna göre ödenecek alacak asıllarının tespitinde, teklifin yayımı tarihi itibarıyla tarhiyatın/tahakkukun bulunduğu en son safhadaki tutar esas alınacak.

Sadece vergi cezalarına ve gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin dava açılmış olması halinde; asla bağlı cezaların, vergilerin/gümrük vergilerinin bu kanun teklifinin yayımı tarihinden önce ödenmiş olması veya belirtilen süre ve şekilde ödenmesi şartıyla tamamı ve bunlara bağlı gecikme zamları tahsil edilmeyecek.

Asla bağlı olmaksızın kesilen vergi cezalarına ve gümrük yükümlülüğüyle ilgili idari para cezalarına ilişkin verilen en son kararın bozma kararı olması halinde cezanın yüzde 25’inin, kısmen onama kısmen bozma kararı olması halinde; onanan kısmın tasdik veya tadilen tasdike ilişkin karar olması halinde tasdik edilen cezanın yüzde 50’sinin, terkin edilen cezanın yüzde 10’unun, bozulan kısmın yüzde 25’inin belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla kalan cezaların tahsilinden vazgeçilecek.

Teklifle, kanun kapsamındaki idari para cezalarından ihtilaflı olanlar ile kanun kapsamındaki ecrimisillerden ihtilaflı olanlar da yapılandırılıyor.

Alacakların tespitinde esas alınacak olan en son karar, tarhiyata, tahakkuka, idari yaptırım kararına, ecrimisile ilişkin ihbarname, düzeltme ihbarnamesine yönelik verilen ve teklifin yayımı tarihinden önce taraflardan birine tebliğ edilmiş olan karar olacak.

Uzlaşma hükümlerinden yararlanılmak üzere başvuruda bulunulmuş, uzlaşma günü verilmemiş veya uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış, ancak dava açma süresi geçmemiş alacaklar da bu madde hükmünden yararlanacak.

Bu hükümden yararlanılması için madde kapsamına giren alacaklara karşı dava açılmaması, açılmış davalardan vazgeçilmesi ve kanun yollarına başvurulmaması şart olacak.

Düzenlemenin yayımı tarihinden önce başlanıldığı halde tamamlanamamış olan vergi incelemeleri ile takdir, tarh ve tahakkuk işlemlerine bu kanun teklifinin matrah ve vergi artırımına ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla devam edilecek.

Bu işlemlerin tamamlanmasından sonra, tarh edilen vergilerin yapılandırılması düzenleniyor. Bu hükümden yararlanma, ihbarname tebliğine bağlı başvuru ve ödeme süreleri de belirlenerek kurala bağlanıyor. Ayrıca düzenlemeden yararlanmanın genel başvuru süresi içinde tebliğ edilen ihbarnameler için farklı başvuru süresi ve buna bağlı olarak birinci taksit ödeme süresi belirleniyor.

İştirak nedeniyle kesilecek vergi ziyaı cezalarında, cezaya muhatap olanların, cezanın yüzde 25’ini belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde cezanın kalan yüzde 75’inin tahsilinden vazgeçilecek.

Düzenlemenin yayımı tarihinden önce pişmanlık talebi ile verilip ödeme yönünden şartların ihlal edildiği beyannameler ile kendiliğinden verilen beyannameler için kesilen ve teklifin yayımı tarihi itibarıyla tebliğ edilmemiş olan vergi cezaları hakkında bu madde hükümleri uygulanacak.

Asla bağlı vergi cezalarının bu düzenleme kapsamında tahsilinden vazgeçilebilmesi için verginin bu kanun teklifinin yayımı tarihinden önce ödenmiş olması gerekecek.

Düzenlemenin yayımı tarihinden önce tamamlandığı halde, bu tarihte ya da bu tarihten sonra vergi dairesi kayıtlarına ulaşan takdir komisyonu kararları ve vergi inceleme raporları üzerine gerekli tarh ve tebliğ işlemleri yapılacak ve belirtilen şekilde, belirlenen tutarın tamamen ödenmesi şartıyla bu düzenlemenin hükümlerinden yararlanılacak.

Benzer düzenleme, gümrük vergisi için de uygulanacak.

Teklifin yayımı tarihi itibarıyla Vergi Usul Kanunu’nun tarhiyat öncesi uzlaşma hükümlerine göre uzlaşma talebinde bulunulmuş, ancak uzlaşma günü gelmemiş ya da uzlaşma sağlanamamış olmakla birlikte vergi ve ceza ihbarnameleri mükellefe tebliğ edilmemiş alacaklar da bu düzenlemeden yararlanacak.

Vergi Usul Kanunu’nun, pişmanlık ve ıslah başlıklı hükümleri çerçevesinde beyan edilen matrahlar üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak pişmanlık zammı yerine, bu kanun teklifinin yayımı tarihine kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla pişmanlık zammı ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Kendiliğinden verilen beyannameler üzerinden tarh ve tahakkuk ettirilen vergilerin tamamı ile hesaplanacak gecikme faizi yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutar; belirtilen şartlarda tamamen ödenmesi halinde gecikme faizi ve vergi cezaları alınmayacak.

30 Nisan 2021 dahil, bu tarihten önce verilmesi gerektiği halde emlak vergisi bildiriminde bulunmayan veya vergisi eksik tahakkuk eden mükelleflerce bildirimde bulunulması ve tahakkuk eden vergi, taşınmaz kültür varlıklarının korunmasına katkı payının tamamı ile bunlara bağlı gecikme faizi ve gecikme zammı yerine, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; belirtilen şekilde tamamen ödenmesi şartıyla bu alacaklara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı ve vergi cezalarının tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Gelir Vergisi Kanunu’nda diğer ücret mükelleflerinin, 31 Ağustos 2021 tarihine kadar (bu tarih dahil) vergi dairelerine başvurarak 2021 takvim yılına ilişkin gelir vergilerini tarh ettirmeleri ve karnelerine işletmeleri kaydıyla önceki dönemlere ilişkin olarak herhangi bir vergi ve ceza aranmayacak.

Bu mükelleflerden daha önce mükellefiyet kaydını yaptırmamış olanların işe başlama tarihi olarak bu düzenlemeye göre yaptıkları müracaat tarihi esas alınacak.

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi ile matrah ve vergi artırımı yoluyla işletme kayıtlarının fiili durumlarına uygun hale getirilerek, kayıtlı ekonomiye geçişin teşvik edilmesi amaçlanıyor.

Buna göre, mükelleflerin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarını artırarak belirtilen süre ve şekilde ödemeleri halinde, artırımda bulundukları yıllar için yıllık gelir ve kurumlar vergisi incelemesi ve bu yıllara ilişkin olarak bu vergi türleri hakkında daha sonra başka bir tarhiyat yapılmayacak.

Bu şekilde beyan edilecek gelirlere uygulanacak oran ve tutarların tespitinde ekonomik gelişmelere paralel olarak belirlenen matrahlar esas alınacak.

Böylece mükelleflere, vergi cezaları ve gecikme faizlerine muhatap olmadan, vergilerini ödeme imkanı sağlanacak ve artırımda bulunulan vergiler ve dönemler için vergi incelemesi ve tarhiyat yapılmamak suretiyle gelirlerin doğru beyan edilmesi teşvik edilecek.

Komisyonda kabul edilen önergeyle gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri için yıllık beyannamelerinde vergiye esas alınan matrahları, 31 Ağustos 2021’e kadar, 2016 takvim yılı için yüzde 30’dan yüzde 35’e yükseltildi, 2020 yılı için yüzde 20’den yüzde 15’e düşürüldü. Söz konusu oran, 2017 takvim yılı için yüzde 30, 2018 takvim yılı için yüzde 25, 2019 takvim yılı için yüzde 20, 2020 takvim yılı için yüzde 20 oranından az olmamak üzere artırılabilecek.

Ayrıca, matrah artırımında bulunan mükelleflerin beyan edecekleri ve üzerinden vergi hesaplanacak matrahlar için asgari tutarlar belirleniyor.

Daha önce zarar beyan edilmiş olması veya indirim ve istisnalar nedeniyle matrah oluşmaması ya da hiç beyanname verilmemiş yahut ilgili yıllarda faaliyette bulunulmuş veya gelir elde edilmiş olsa da bu faaliyetlerin ve gelirlerin vergi dairesinin bilgisi dışında bırakılmış olması nedeniyle matrah bulunmaması halleri ile mükellefler tarafından beyan edilen matrahlara uygulanan oranlar sonucu bulunan matrahlara alt sınır getiriliyor.

Kurumlar vergisi mükelleflerinin artırımda bulundukları kurumlar vergisi matrahlarının yanı sıra vergi tevkifatına tabi olan kazanç ve iratları üzerinden tevkif edilen vergileri de artırmaları şart olacak.

Teklifle, gelir (stopaj) vergisi ve kurumlar (stopaj) vergisine ilişkin vergi ve matrah artırımı hükümleri düzenleniyor. Mükelleflerin artırımda bulunulan vergiyi ödemeyi kabul ettikleri vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak artırıma konu ödemeler dolayısıyla gelir (stopaj) vergisi incelemesi ve tarhiyat yapılmayacak.

Katma Değer Vergisi mükelleflerinin vergi artırımında bulunmaları halinde, artırımda bulundukları dönemler için haklarında KDV yönünden vergi incelemesi ve tarhiyatına muhatap tutulmayacak.

Matrah veya vergi artırımında bulunan ve bu konudaki şartları yerine getiren mükelleflerin, defter ve belgeleri incelenmeyecek ve artırıma konu olan vergilerle ilgili olarak tarhiyat yapılmayacak.

Mükelleflerin defter ve belgeleri üzerinde daha önce vergi incelemesi yapılmış olması, ilgili yıllar için mükellefler tarafından matrah veya vergi artırımında bulunulmasına engel olmadığı gibi idarenin, artırımda bulunulmayan yıllar veya dönemler için vergi incelemesi yapma hakkı saklı olacak.

Matrah veya vergi artırımında bulunulması, düzenlemenin yayımı tarihinden önce başlanılmış olan vergi incelemeleri ve takdir işlemlerine engel teşkil etmeyecek.

Ancak maddede yer alan inceleme yapma hakkına yönelik hükümler saklı kalmak kaydıyla vergi incelemeleri ve takdir işlemlerinin 2 Ağustos 2021’e kadar sonuçlandırılmaması halinde bu işlemlere devam edilmeyecek.

Bu süre içerisinde sonuçlandırılan vergi incelemeleri ile ilgili tarhiyat öncesi uzlaşma talepleri dikkate alınmayacak.

İnceleme ve takdir sonucu tarhiyata konu matrah farkı tespit edilmesi halinde, inceleme raporları ile takdir komisyonu kararlarının vergi dairesi kayıtlarına intikal ettiği tarihten önce matrah artırımında bulunulmuş olması şartıyla inceleme ve takdir sonucu bulunan matrah farkı, bu madde hükümleri ile değerlendirilecek.

Matrah veya vergi artırımına ilişkin hükümlerden defter, kayıt ve belgeleri yok edenler veya defter sahifelerini yok ederek yerine başka yapraklar koyanlar yahut hiç yaprak koymayanlar veya belgelerin asıl veya suretlerini tamamen yahut kısmen sahte olarak düzenleyenler faydalanamayacak.

Söz konusu hükümlerden, terör suçundan hüküm giyenler ve haklarında terör örgütlerine yahut Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle adli makamlar, genel kolluk kuvvetleri yahut Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığınca yürütülen soruşturma ve kovuşturmalar kapsamında vergi incelemesi yapılması, terörün finansmanı suçu veya aklama suçu kapsamında incelenmesi ve araştırılması talep edilenler de yararlanamayacak.

Matrah ve vergi artırımı üzerine hesaplanan vergiler, ikişer aylık dönemler halinde azami 6 eşit taksitte ödenecek.

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi, işletme kayıtlarının düzeltilmesine, kayıt dışı faaliyetlerin kayıt altına alınabilmesi için işletmelerde mevcut olmasına rağmen kayıtlara yansıtılmamış emtia, makine, teçhizat ve demirbaşların kayıtlara intikaline imkan tanıyor.

Buna göre, adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, işletmelerinde mevcut olduğu halde kayıtlarında yer almayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşları kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedeliyle, 31 Ağustos 2021’e kadar bir envanter listesi ile vergi dairelerine bildirerek, defterlerine kaydedebilecek. Bildirime dahil edilen kıymetler için amortisman ayrılmayacak.

Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, aktiflerine kaydettikleri emtia için ayrı; makine, teçhizat ve demirbaşlar için ayrı olmak üzere özel karşılık hesabı açacaklar. Emtia için ayrılan karşılık, ortaklara dağıtılması veya işletmenin tasfiye edilmesi halinde sermayenin unsuru sayılacak ve vergilendirilmeyecek. Makine, teçhizat ve demirbaşlar envantere kaydedilecek ve ayrılan karşılık birikmiş amortisman sayılacak. İşletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise söz konusu emtiayı, defterlerinin gider kısmına satın alınan mal olarak kaydedecekler.

Beyan edilen makine, teçhizat, demirbaş ve emtiaların bedeli üzerinden tabi olduğu oranların yarısı esas alınarak KDV hesaplanacak ve ayrı bir beyanname ile sorumlu sıfatıyla beyan edilerek, beyanname verme süresi içinde ödenecek. Makine, teçhizat ve demirbaşlar üzerinden ödenen bu vergi, hesaplanan KDV’den indirilemeyecek. Emtia üzerinden ödenen vergi, genel esaslara göre indirilecek.

Teklif, kayıtlarda yer aldığı halde işletmede bulunmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlar hakkında uygulanacak hükümleri de düzenliyor.

Adi, kollektif ve adi komandit şirketler dahil gelir ve kurumlar vergisi mükellefleri, kayıtlarında yer aldığı halde işletmelerinde mevcut olmayan emtia, makine, teçhizat ve demirbaşlarını, 31 Ağustos 2021’e kadar emtialar bakımından aynı neviden emtialara ilişkin cari yıl kayıtlarına göre tespit edilen gayrisafi kar oranını, makine, teçhizat ve demirbaşlar bakımından kendilerince veya bağlı oldukları meslek kuruluşunca tespit edilecek rayiç bedellerini dikkate alarak fatura düzenlemek ve her türlü vergisel yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle kayıt ve beyanlarına intikal ettirebilecek.

Gayrisafi kar oranının cari yıl kayıtlarına göre tespit edilemediği hallerde, mükellefin bağlı olduğu meslek odalarının belirleyeceği oranlar esas alınacak. Ödenmesi gereken KDV, ilk taksiti beyanname verme süresi içinde, izleyen taksitler beyanname verme süresini takip eden ikinci ve dördüncü ayda olmak üzere üç eşit taksitte ödenecek.

Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31 Aralık 2020 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarları ile bunlarla ilgili diğer hesaplarda yer alan işlemlerini, 31 Ağustos 2021’e kadar (bu tarih dahil) vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilecek.

Komisyonda kabul edilen önergeyle, bu kapsamda beyan edilen tutarlar üzerinden hesaplanacak vergi oranı yüzde 5’ten yüzde 3’e indirildi. Buna göre, beyan edilen tutarlar üzerinden yüzde 3 oranında vergi hesaplanarak beyanname verme süresi içinde ödenecek.

Ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmeyecek. Beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmeyecek. Beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmayacak. Beyanda bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu beyanları nedeniyle 2021 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde, düzeltme işlemleri beyanname verme süresi içinde yapılacak ve düzeltme işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza veya faiz aranmayacak.

Tahakkuk ettiği halde ödenmemiş sigorta primi, emeklilik keseneği ve kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi, ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi, SGK tarafından ilgili kanunları gereğince takip edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı asılları ile bu alacaklara ödeme sürelerinin bittiği tarihlerden bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi esas alınarak hesaplanacak tutarın, belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi fer’i alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

Teklifle, 30 Nisan 2021’e kadar (bu tarih dahil) bitirilmiş olan özel nitelikteki inşaatlar ile ihale konusu işlere ilişkin yapılan ön değerlendirme, araştırma veya tespit sonucunda bulunan eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primi ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacakları da tahsil edilmeyecek.

Kanun teklifi, 30 Nisan 2021 tarihine kadar (bu tarih dahil) işlenen fiillere ilişkin uygulanan idari para cezaları ile bunlara bağlı gecikme cezası ve gecikme zammı alacaklarını da düzenliyor.

Ayrıca, genel sağlık sigortalı sayılanların borçlarına ilişkinde düzenleme yapılıyor. Buna göre borcu bulunanlara 31 Aralık 2021 tarihine kadar borçlarını gecikme zammı ve cezasız ödeyebilme, bu tarihe kadar da sağlık yardımlarından yararlanma imkanı getiriliyor. Teklifle hiç gelir testine girmemiş genel sağlık sigortalarının 30 Kasım 2021 tarihine kadar gelir testine gitmeleri halinde belirlenecek gelir durumlarına göre tescillerinin güncellenmesi sağlanacak.

Teklifle BAĞ-KUR sigortalılarının muhtelif kanunlarla durdurulan sigortalılık süreleri nedeniyle ödemedikleri prim borçlarını ödeme imkanı verilecek.

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’ne göre, yapılandırmadan yararlanmak isteyen borçlular, 31 Ağustos 2021’e kadar idareye başvuracak.

Hazine ve Maliye Bakanlığına, Ticaret Bakanlığına, il özel idarelerine, belediyelere ve YİKOB’lara bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ilk taksitinin 30 Eylül 2021’e kadar, Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) bağlı tahsil dairelerine ödenecek tutarların ise ilk taksitinin 31 Ekim 2021’e kadar, diğer taksitlerini ise bu tarihleri takip eden ikişer aylık dönemler halinde azami 18 eşit taksitte ödenmesi gerekecek.

Başvuru ve taksit ödeme sürelerinin son gününün resmi tatile rastlaması halinde süre, tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda bitecek. Hesaplanan tutarlar peşin veya taksitler halinde ödenebilecek.

Hesaplanan tutarların tamamının ilk taksit ödeme süresi içerisinde peşin olarak ödenmesi halinde katsayı uygulanmayacak ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak, hesaplanacak tutarların yüzde 90’ının tahsilinden vazgeçilecek. Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan yüzde 50 indirim yapılacak.

Hesaplanan tutarların tamamının ilk iki taksit ödeme süresi içinde ödenmesi halinde katsayı uygulanmayacak ve fer’i alacaklar yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarlar üzerinden yüzde 50 indirim yapılacak.

Yapılandırma sonucu ödenecek alacağın sadece fer’i alacaktan ibaret olması halinde fer’i alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutardan yüzde 25 indirim yapılacak.

Hesaplanan tutarların taksitle ödenmek istenmesi halinde, ilgili maddelerde yer alan hükümler saklı kalmak şartıyla borçluların başvuru sırasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri gerekecek. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamayacak.

Teklifle, ayrıca il özel idareleri, belediyeler ve spor kulüplerine yönelik farklı taksit seçenekleri de düzenleniyor.

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile SGK’ye bağlı tahsil dairelerine ödenecek olan alacakların kredi kartı kullanılmak suretiyle ödenmesi uygun görüldüğü takdirde, ödemeye aracılık yapan bankalarca, kart kullanıcılarına kredi kartı işlemine konu borç tutarının, taksitler halinde yansıtılması ve taksit ödeme aylarında hesaplarına borç kaydedilmesi koşuluyla, bu ödemeler için ödeme tarihi olarak kredi kartının kullanıldığı gün esas alınacak ve borçluya tahsilatın yapıldığını gösteren makbuz verilecek.

Ödenmesi gereken taksitlerin ilk ikisinin süresinde ve tam ödenmesi koşuluyla, kalan taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti (peşin ödeme seçeneğinin tercih edilmesi halinde ilk taksiti) izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu düzenlemeden yararlanılacak.

İlk iki taksitin süresinde tam ödenmemesi ya da süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen diğer taksitlerin belirtilen şekilde de ödenmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde düzenlemeden yararlanma hakkı kaybedilecek. Bu hüküm her bir madde ve alacaklı idareler açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanacak. Taksit tutarının yüzde 10’unu aşmamak şartıyla 10 liraya kadar yapılmış eksik ödemeler için kanun hükümleri ihlal edilmiş sayılmayacak.

Alacakların, düzenlemenin yayımı tarihinden önce Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ve diğer kanunlar uyarınca tecil edilip de tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olanlarından, kalan taksit tutarları için borçlular, talep etmeleri halinde bu kanun hükümlerinden yararlanabilecekler. Bu takdirde tecil şartlarına uygun olarak ödenen taksit tutarları için tecil hükümleri geçerli sayılacak. Bu şekilde ödenmiş taksit tutarlarına tecil tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen süre için sadece ilgili kanunda öngörülen faiz uygulanacak. Kalan taksit tutarları vadesinde ödenmemiş alacak kabul edilecek ve bu alacaklar hakkında kanun hükümleri uygulanacak.

Daha önce yapılandırılan ve ödemeleri devam eden alacaklar açısından, borçlular talep etmeleri halinde bu düzenlemenin hükümlerinden yararlanabilecek.

Teklife göre, düzenlemeden yararlanılarak süresinde ödenen alacaklara düzenlemenin yayımı tarihinden sonraki süreler için faiz, gecikme zammı, gecikme cezası gibi fer’i amme alacağı hesaplanmayacak.

Ödenecek alacaklarla ilgili olarak, tatbik edilen hacizler yapılan ödemeler nispetinde kaldırılacak ve buna isabet eden teminatlar iade edilecek. Ödenecek alacaklar nedeniyle tatbik edilen hacizlere konu mallar, borçlunun talebi halinde Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre alacaklı tahsil dairesince satılabilecek. Bu talep, ödenmesi gereken tutarların kanun hükümlerine göre ödenmesine engel teşkil etmeyecek.

Düzenlemeden yararlanmak üzere başvuruda bulunan ve ilgili maddeler uyarınca dava açmamaları veya açılan davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gereken borçluların, bu kanun hükümlerinden yararlanabilmeleri için ilgili maddelerde belirlenen başvuru sürelerinde, yazılı olarak bu iradelerini belirtmeleri gerekecek. Borçlularca, düzenlemeden yararlanılmak üzere davadan vazgeçilmesi halinde idarece de ihtilaflar sürdürülmeyecek.

Kanun teklifine göre; Cumhurbaşkanı, düzenlemeyle öngörülen başvuru ve ilk taksit ödeme sürelerini bir aya kadar, yabancı ülkelerde de faaliyette bulunan vergi mükelleflerinden, Ticaret Bakanlığı tarafından olağanüstü politik riskin gerçekleştiği tespit edilen ülkede faaliyette bulunan ve bu ülkedeki faaliyetleri nedeniyle durumları Vergi Usul Kanunu’na göre mücbir sebep hali kabul edilenlerin, düzenleme kapsamında alacakları yapılandırılan alacaklı idarelere mücbir sebep hallerinin devam ettiği süre içinde ödemeleri gereken taksitlerin ödeme süreleri ile Vergi Usul Kanunu’na göre mücbir sebep hali ilan edilen yerlerdeki dairelere mücbir sebep halinin vukuu tarihinden itibaren ödenmesi gereken taksitlerin ödeme süreleri, mücbir sebep halinin bitim tarihini takip eden aydan başlamak üzere topluca veya ayrı ayrı bir yıla kadar uzatmaya yetkili olacak.

Teklife göre, kanunun uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemede ilgili idareler yetkili olacak. İl özel idareleri, belediyeler ile YİKOB’lara ait amme alacaklarına ilişkin hükümlerin uygulamasına dair usul ve esaslar ise Hazine ve Maliye Bakanlığınca belirlenecek.

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’ne göre, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun iş kazası, meslek hastalıkları gibi sebeplerle işverene rücu edilen alacakları ve emekli aylıklarından yersiz ödenenlerden kaynaklı alacakları ile Tarım Bağ-Kur’lularının prim borçlarına karşılık olarak, sattıkları ürün bedellerinden kesinti yapılmak suretiyle SGK’ya ödenmesi gereken prim alacaklarının yapılandırılması düzenleniyor.

İşverenlerin ve üçüncü şahısların, iş kazası ve meslek hastalığı, malullük, adi malullük ve ölüm halleri ile genel sağlık sigortalısına ve bunların bakmakla yükümlü olduğu kişilere yönelik fiiller nedeniyle ödemekle yükümlü bulundukları her türlü borçları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilecek.

SGK tarafından fazla veya yersiz olarak ödendiği tespit edilen ve tahsil edilmesi gereken gelir ve aylıklara ilişkin borç asılları ile bu borçlara kanuni faiz uygulanan sürenin başlangıcından bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan kanuni faizin tahsilinden vazgeçilecek.

Tarım Bağ-Kur’luların prim borçları sebebiyle, sattıkları tarımsal ürün bedellerinden, tarımsal kesinti sorumlularınca kesinti yapıldığı halde kuruma ödenmesi gereken prim tutarlarından 2021 Nisan ayı ve önceki dönemlere ilişkin borçları ile bu borçlara gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanan sürenin başlangıcından bu kanunun yayımı tarihine kadar geçen süre için Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu kanunda belirtilen süre ve şekilde ödenmesi halinde bu borçlara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı tahsilinden vazgeçilecek.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile Odalar ve Borsalar Kanunu hükümlerine göre, 30 Nisan 2021 tarihine kadar ödenmesi gerekmesine rağmen ödenmemiş olan, üyelerin oda ve borsalara olan aidat, navlun hasılatından alınacak oda payları ve borsa tescil ücreti ile oda ve borsaların Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne olan aidat borçları asılları tamamının, birinci taksiti bu kanunun yayımlandığı tarihi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler halinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri alacakların, alacak asıllarının bu kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması halinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri alacakların tahsilinden vazgeçilecek.

Bu hükümden yararlanılabilmesi için kanunun yayımı tarihini izleyen üçüncü ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulacak. Ödenmesi gereken tutarların öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi halinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilecek.

Bundan yararlanmak isteyen borçluların belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şart olacak. Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dahil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılacak. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekalet ücretleri karşılıklı olarak talep edilemeyecek.

30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla ödenmesi gerektiği halde bu kanunun yayımı tarihine kadar ödenmemiş Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli Mali Müşavirlik Kanunu hükümlerine göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler ve Yeminli Mali Müşavirler Odaları Birliğine olan birlik payı borçlarının asıllarının tamamının birinci taksiti bu Kanunun yayımı tarihini takip eden üçüncü ayın sonuna kadar, kalanı aylık dönemler halinde ve azami toplam altı eşit taksitte ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri alacakların, alacak asıllarının bu kanunun yayımı tarihinden önce kısmen veya tamamen ödenmiş olması halinde ödenmiş borç asıllarına isabet eden faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri alacakların tahsilinden vazgeçilecek.

Bu hükümden yararlanılabilmesi için bu kanunun yayımı tarihini izleyen ikinci ayın sonuna kadar alacaklı birime başvurulması gerekecek. Bu kapsamda ödenmesi gereken tutarların öngörülen süre ve şekilde kısmen veya tamamen ödenmemesi halinde, ödenmemiş alacak asılları ile bunlara ilişkin faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi feri alacaklar ilgili mevzuat hükümlerine göre tahsil edilecek.

Bundan yararlanmak isteyen borçluların belirtilen şartları yerine getirmelerinin yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları gerekecek. Kanunun yayımı tarihinden önce dava konusu edilmiş ve/veya mahkemece hükme bağlanmış ve kesinleşmiş olanlar dahil olmak üzere icra takibi başlatılmış alacaklar için, borçlunun bu fıkra hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunması halinde davalar ve/veya icra takipleri sonlandırılacak. Bu kapsamda, tamamı ödenen alacaklara ilişkin yargılama giderleri ile icra masrafları ve vekalet ücretleri karşılıklı olarak talep edilmeyecek.

Komisyonda kabul edilen önergeyle teklife bazı eklemeler yapıldı.

Buna göre, araç muayenelerini süresinde yaptıramamış olanların, araç muayenelerinin yapılmasını teşvik etmek amacıyla 31 Aralık 2021 tarihine kadar bu işlemi yaptırmaları şartıyla, muayenede gecikilen her ay ve kesri için alınan yüzde 5 oranındaki faiz yerine düzenlemenin yayımlanacağı tarihe kadar Yİ-ÜFE oranları, düzenlemenin yayımı tarihinden itibaren ise aylık yüzde 0,75 oranı kullanılarak bulunan tutarı ödeme imkanı sunulacak.

Bu düzenlemeyle ihtilaflı borçlarını yapılandırıp tam ödeyen mükellefler, mevcut vergi hükümleri indirimlerinden yararlanmaya devam edebilecekler.

Esnaf ve sanatkarların üyesi oldukları odalara olan aidat borçlarıyla odaların birlik ve üyesi oldukları federasyonlara, birlik ve federasyonların Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’na katılma payı, esnaf ve sanatkarların meslek eğitimini geliştirme ve destekleme fonu borçları; Avukatların ve stajyer avukatların ilgili barolara olan baro kesenekleri ile Türkiye Barolar Birliği’ne olan staj kredisi borçları; Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanunu’na göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları; Türk Tabipleri Birliği Kanunu’na göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Merkez Konseyi’ne olan birlik payı borçları; Türk Diş Hekimleri Birliği Kanunu’na göre meslek mensuplarının üyesi oldukları odalara olan aidat borçları ile odaların Birliğe olan birlik payı borçları da yapılandırılabilecek.

Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile ertelenen bazı bedeller hariç olmak üzere, ilgili kanunlar uyarınca orman sayılan yerler, Hazinenin özel mülkiyetinde veya devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazlar hakkında yapılan kesin izin, kesin tahsis, kullandırma kararı, irtifak hakkı, kullanma izni ve kiralama işlemlerinden kaynaklanan 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla ödenmemiş kullanım bedelleri ve hasılat/ticari kar payları asıllarının tamamı ve bunlara ilişkin gecikme zam ve faizleri yerine, Yİ-ÜFE aylık değişim oranları hesaplanarak tespit edilecek tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklar için hesaplanan gecikme zammı ve faizin tahsilinden vazgeçilecek.

Tam mükellefiyete tabi ve bilanço esasına göre defter tutan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükelleflerinin aktiflerine kayıtlı bulunan taşınmazların yanı sıra amortismana tabi diğer iktisadi kıymetlerin 31 Aralık 2021’e kadar, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’ndaki kapsam, şart ve hükümlere uymak koşuluyla yeniden değerleyebilmelerine imkan tanınıyor.

Sat-kirala-geri al işlemine veya kira sertifikası ihracına konu edilen taşınmaz ve iktisadi kıymetler için değerleme işlemi yapılamayacak.

Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda yapılan düzenlemeyle kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı halde, 30 Nisan 2021 tarihi itibarıyla prim borcu bulunanların, bu tarihten önceki sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden dördüncü ayın sonuna kadar ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları halinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulacak.

Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyecek ve bu sürelere ilişkin kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara kurum alacakları arasında yer verilmeyecek.

Sigortalılıkları durdurulanlardan, köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların sigortalılıkları 1 Mayıs 2021 tarihi itibarıyla yeniden başlatılacak.

Ancak daha sonra sigortalı ya da hak sahipleri tarafından talep edilmesi halinde durdurulan sigortalılık sürelerinin tamamı, talep tarihinde belirlenecek prime esas kazanç tutarı üzerinden borç tutarı hesaplanarak ihya edilecek.

Hesaplanan borç tutarının tamamını, borcun tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içinde ödedikleri takdirde, bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilecek. Tebliğ edilen borç tutarının bu süre içinde tamamen ödenmemesi halinde bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmeyecek ve ödenmiş olan tutarlar ilgilinin prim ve prime ilişkin borcunun bulunmaması kaydıyla faizsiz olarak iade edilecek.

İhya edilerek kazanılan hizmet süreleri borcun ödendiği tarihten itibaren geçerli sayılacak.

Sigortalılıkları durdurulanlar ile bunların bakmakla yükümlü olduğu kişiler hakkında 1/1/2012 tarihinden bu maddenin yürürlük tarihine kadar durdurulan süreler için genel sağlık sigortası hükümleri uygulanmayacak.

Karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarını zamanında ödeyemedikleri için Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezine bildirilen kişilerin ve kredi müşterilerinin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde geçmiş ödeme performanslarına ilişkin olumsuz kayıtları, yapılan düzenlemeyle dikkate alınmayacak.

Karşılıksız Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartları Borçlarına İlişkin Kayıtların Dikkate Alınmaması Hakkında Kanun’a eklenen geçici maddeye göre anapara ve/veya taksit ödeme tarihi 20 Mayıs 2021 tarihinden önce olup da; kullandığı nakdi ve gayri nakdi kredilerinin anapara, faiz ve/veya ferilerine ilişkin ödemelerini aksatan gerçek ve tüzel kişilerin, ticari faaliyette bulunan ve bulunmayan gerçek kişilerin ve kredi müşterilerinin karşılıksız çıkan çek, protesto edilmiş senet, kredi kartı ve diğer kredi borçlarına ilişkin Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi nezdinde tutulan kayıtları, söz konusu borçların ödenmesi geciken kısmının 31 Aralık 2021 tarihine kadar tamamının ödenmesi veya yeniden yapılandırılması halinde, bu kişilerle yapılan finansal işlemlerde kredi kuruluşları ve finansal kuruluşlar tarafından dikkate alınmayacak.

Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi’ne 3 madde ihdas edildi.

Buna göre, Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun kapsamında, yurt dışına gönderilenlerden alınan faiz borcunun hesaplanmasında, taahhüdün ihlal edildiği tarih, faiz başlangıç tarihi olarak esas alınacak. Bu kanun kapsamında, faiz borcunun hesaplanmasına ilişkin hüküm, halen öğrenimlerine devam eden öğrenciler hakkında da uygulanacak.

Aynı kanunun ilgili maddesi kapsamına girmesine rağmen anılan maddede belirtilen sürelerde borçlarının yeniden hesaplanması için başvurmayanlar ile söz konusu madde yürürlüğe girdiği tarihten, bu kanun teklifinin yayımlandığı tarihe kadar geçen sürede bu nedenle haklarında borç takibi yapılanlar veya yapılması gerekenlerin, kendilerine döviz olarak yapılmış her türlü masrafa ilişkin borç tutarları, düzenlemenin yayımlandığı tarihi izleyen 3 ay içerisinde Milli Eğitim Bakanlığına başvurmaları halinde, imzaladıkları yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi hükümleri dikkate alınmadan ve ilgililere önceden ödedikleri faizler için iade sonucu doğurmaksızın yeniden hesaplanacak. Başvuru süresinde de tahsilat işlemi durdurulacak.

Bu kişilerin daha önceden ödedikleri tutar ile mecburi hizmetlerinde değerlendirilen sürelere isabet eden tutar, kanun teklifinde belirtilen şekilde hesaplanacak tutardan düşülecek. Bu kapsamda vazgeçilen borç tutarına isabet eden vekalet ücreti de dahil yargılama giderleri tahsil edilmeyecek. Hesaplanan borç, ilgilinin durumu ve ödenmesi gereken meblağ dikkate alınarak yüklenme senedi ile muteber imzalı müteselsil kefalet senedi alınması kaydıyla azami 5 yıla kadar taksitlendirilebilecek. Söz konusu yüklenme ve muteber imzalı müteselsil kefalet senetleri için damga vergisi ve noter harcı ödenmeyecek.

Ancak terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle öğrencilikle veya mecburi hizmetle yükümlü bulundukları süre içerisinde kadrolarıyla ilişiği kesilenler düzenlemeden yararlanamayacak.

Aynı kanun kapsamında yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerin öğrenimlerini izlemek veya değerlendirmek üzere, adına öğrenim gördükleri yükseköğretim kurumu tarafından danışman atanacak.

Yükseköğretim kurumları adına yurt dışına gönderilenlerden doktora öğrenimlerini başarıyla tamamlayanların, mecburi hizmet yükümlülüklerini ifa etmek üzere, adına öğretim gördükleri yükseköğretim kurumunun atama kriterlerini karşılamaları şartıyla doktor öğretim üyesi kadrolarına veya öğretim görevlisi kadrolarına ataması yapılacak. Böylece yurt dışında sadece yüksek lisans eğitimini tamamlayarak doktorasını bitirmeden dönen adayların, cari usul dışında, doktoralı adayların önüne geçirilerek atamalarının yapılmasının önüne geçilmesi hedefleniyor.

Teklifin görüşmeleri sırasında Komisyona bilgi veren Milli Eğitim Bakanlığı Daire Başkanı Hakan Şener, yurt dışında yaklaşık 4 bin öğrenci bulunduğunu, bunların 1700’ünün mecburi hizmet görevlerine devam ettiğini bildirdi.

Bu düzenlemeden yararlanması öngörülen 640 öğrenci bulunduğunu kaydeden Şener, “Faiz affı ile takribi olarak 205 milyon liralık alacaktan vazgeçilecek. Ancak sadece yüksek lisans veya sadece doktoraya gidenlerin harcama tutarları değişiyor, o nedenle net bir rakam veremiyoruz.” diye konuştu.

İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz, bu tutarın öğrenci başına yüzbinlerce dolara kadar ulaşabildiğini, başarısız ve taahhüdünü yerine getirmeyenler dikkate alınarak bu konunun detaylı incelenmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, taksitlendirme yerine uygun bulunacak öğrencilerin borçlarının silinmesi gerektiğini de belirtti.

CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ise bu konunun, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda detaylı ele alınması gerektiğini ifade ederek, komisyon üyesi bazı milletvekillerinin imzalarının bulunduğu dilekçeyi, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı Cevdet Yılmaz’a sundu.

Yılmaz, İçtüzük uyarınca bu tür bir talebin, ilgili komisyon başkanı tarafından Meclis Başkanlığına başvurulması halinde dikkate alınabileceğini belirtti. Mali konuların Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülmesi gerektiğine işaret eden Yılmaz, kamu alacaklarına ilişkin bir kanun teklifine bu tür bir düzenlemenin eklenebileceğini, yapılan işlemin yerinde olduğunu söyledi.

Milletvekillerinin soruları üzerine bir Milli Eğitim Bakanlığı yetkilisi, düzenleme kapsamında yurt dışında öğrenim görenler için hesaplanan ana para tutarlarının döviz cinslerine göre 69,7 milyon ABD doları, yaklaşık 4 milyon avro, 1,4 milyon Kanada doları, 12,4 milyon sterlin ve 1 milyon Avustralya doları olduğunu bildirdi.

Öte yandan bir YÖK yetkilisi, HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan’ın yurt dışına öğrenim için gidip dönmeyenlerin sayısını sorması üzerine, bu kapsamda sadece 500 kişinin yurda dönmediğini, son 5 yılda yurt dışında öğrenim görenlerin yüzde 97’sinin yurda dönüş yaptığını kaydetti.