7. Hukuk Dairesi         2015/5291 E.  ,  2016/2480 K.
“İçtihat Metni”


Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, davacının tekstil-çırçır işi yapan davalı işyerinde Haziran 2010-Mayıs 2011 tarihleri arasında şoför olarak aylık 930,00 TL ücretle çalıştığını, sözleşmesinin haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini belirterek kıdem ve ihbar tazminatı ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, 16/06/2010 tarihinde şirkette mikser şoförü olarak çalışmaya başlayan davacının işine 02/11/2011 tarihinde müvekkil şirket tarafından son verildiğini, davacının müvekkili şirkete ait … plakalı araçla kaza yaptığını ve kaza sonrası aracın hurdaya ayrıldığını, kaza dolayısı ile düzenlenen tespit tutanağında davacının tamamen kusurlu olduğunun belirtilmesi ve de araçtaki zararın davacının 30 günlük ücretiyle giderilemeyecek derecede yüksek olması nedeniyle davacının iş akdinin İş Kanunu’nun 25/II-ı maddesi gereği haklı olarak feshedildiğini, davacının hiçbir alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı işçinin iş sözleşmesinin işverence feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, buna bağlı olarak da davacının ihbar tazminatına hak kazanıp kazanıp kazanmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanununun 25’inci maddesinin (II) numaralı bendinin (ı) alt bendinde, işverenin malı olan veya eli altında bulunan makine, tesisat, eşya ya da maddelere otuz günlük ücreti tutarını aşacak şekilde zarar vermesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu belirtilmiştir. 
İşçinin kusursuz olduğunun ortaya çıkması durumunda, işverenin haklı fesih imkânı olmadığı gibi işçinin kusuru belli bir yüzde ya da belli bir oran olarak saptanmışsa; zararın miktarının bu kusur nispetinde azaltıldıktan sonra otuz günlük ücreti aşıp aşmadığına bakılmalıdır .
Zararın işçinin kasıtlı davranışından ya da taksirli eyleminden kaynaklanmasının hukukî sonuca etkisi bulunmamaktadır. Örneğin işverene ait iş makinesi paletlerine kasten metal cisim sokmak suretiyle zarar veren veya trafik kazası sonucu işvereni zarara uğratan işçinin aynı şekilde iş sözleşmeleri haklı nedenle sona erdirilebilir. İşçinin kusuru ve zararı, ayrı ayrı uzman kişilerce belirlenmelidir. Zarar tutarı ile karşılaştırılacak olan işçinin otuz günlük ücretinin brüt ya da net olarak dikkate alınması gerektiği noktasında Yasada herhangi bir açıklık bulunmamakla birlikte, işçi lehine yorum ilkesi uyarınca brüt ücretin esas alınması gerekir. Otuz gün, bir aydan farklı bir kavramdır. Bu noktada işçiye aylık olarak ödenen ücret yerine, günlük yevmiyesinin otuz katı tutarı dikkate alınmalıdır. 
Maddede sözü edilen ücret dar anlamda ücrettir. İkramiye, prim, fazla çalışma ücreti ve benzeri ödemeler bu maddede yer alan otuz günlük ücret içerisinde değerlendirilmemelidir. 
Zararın otuz günlük ücreti aşması durumunda işverenin fesih hakkı doğar. İşçinin zararı derhal ödemiş ya da ödeyecek olması, işverenin bu hakkını ortadan kaldırmaz. İşverence zarar tutarının işçiden talep edilmemiş olması fesih hakkını ortadan kaldırmaz.
4857 sayılı İş Kanununun 26’ncı maddesi yönünden bir yıllık hak düşürücü süre, zarara neden olan olayın oluşumu tarihinden itibaren başlar. Ancak altı işgünlük ikinci süre, zarar miktarının belirlenmesinin ardından, bu durumun feshe yetkili makama iletilmesiyle işlemeye başlayacaktır. Zarar miktarının belirlenmesi bazen uzun zaman alabilir ve fesih hakkının kullanılması bakımından zarar miktarının belirlenmesi ve işçinin ücreti ile kıyaslanması zorunluluğu vardır.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesi, 16.4.2011 tarihinde yapmış olduğu tek taraflı trafik kazası sonucu işverene verdiği zararın 30 günlük ücret tutarını aşması gerekçe gösterilerek 2.5.2011 tarihinde feshedilmiştir. Her ne kadar mahkemece, kaza tarihi ile fesih tarihi arasında 6 iş günlük süre geçtiğinden bahisle ihbar tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmiş ise de, fesih hakkı işverenin zararı tam olarak öğrendiği tarihte başlar. Öncelikle işverenin zararı hangi tarihte tam olarak öğrendiği araştırılmalıdır. Çünkü, davacının kaza yaptığı aracın fesih tarihinden sonraki bir tarihte hurda olarak satıldığı dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalı işverenin 6 iş günlük sürede fesih hakkını kullandığı anlaşılır ise, makine mühendisi ve trafikçi bilirkişiden zarar ve kusur durumu tespit ettirilerek, zarar miktarının davacının 30 günlük ücretini aşıp aşmadığı belirlenmelidir. Bu hususlar araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup, bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.